23 Mart 2009 Pazartesi

Made In China

Nasıl ki bir lisan bir insan, bir nisan eşek şakası günü, bir de bir insan bir estruman. En az bir müzik enstrumanı çalmalısın der büyüklerimiz. Ruh gıdanı kendin üretmiş olursun. Ben üretim hevesiyle genco zamanlarımda akustik gitar çalmıştım. Kurs aldığım yerde bir çok müzik enstrumanı vardı. Piyano, klarnet, keman... Ama benim her zaman gözüm köşede zilleri pırıl pırıl parlayan bateri de olmuştu. Çok kez çaldım, çok iyi çalmadım ama keyif aldım. Bu ruha ve egoya iyi gelen müzik enstrumanında kulağımın pasını gideren hep China olmuştur. China genellikle sert parçalarda kullanılan, vurdukça gorilleşmenizi sağlayan, kulak tırmalayan bir zildir, pek severim. Yine üşenmedim, iğrençliğimden gram taviz vermeden, sırf abisinin baterisi var, hem de China zilli diye aynı kişiyle tekrar sevgili oldum. Önce liseye gidip, onu kaloriferin oraya çağırdım ve bir kez daha çıkma teklifi ettim, şaşırdı, zaten sevgili olduğumuzu söyledi ama kabul etti yine de. Bilmiyordu pis emellerimi, "ŞŞşşş sus" dedim, işaret parmağımla dudaklarına dokunarak, "deliyiz" dedim...



17 Mart 2009 Salı

Motorpisiklet Sevdası

Kimisi için günlük ihtiyaç, kimisi için haftasonu eğlencesi, kimisi için hayat tarzı bu motorsiklet olayı...Kim binerse binsin bağımlısı oluyor orası kesin. Peki bende de var mı bu sevda? Bana birisi gelse, bu sektörden anlayan, şu şu sorulara cevap ver, elde edilen sonuçlar doğrultusunda " evet sana bir motor almak lazım " dese veya " hadi lan ordan götten bacak, motor senin neyine " dese, bende ağzına efsane uçan tekmemden atsam. Bana yardımcı olsun diye ömrünü motora adamış arkadaşımla çok konuştum, geleceğe yatırım yaptım Buff aldım, hatta o kadar iğrençleştim ki, sırf abisinin motoru var diye bir kızla sevgili bile oldum fışışfhşşfffşıhfşı...
Şşş bi tane yakışır be bana, he?


11 Mart 2009 Çarşamba

Countdown To Extinction

Son bir haftadır, özlediğim ve hayatımda önemli yerleri olan albümleri dinliyorum. Albümleri diyorum çünkü eskiden leblebi gibi mp3 çekip, dinleyemezdik. Bir cd veya kaset alırdık, gözümüz gibi bakardık, o albümdeki tüm parçaların hakkını vererek dinlerdik. Tamam gencim, fazla yaşlı triplerine girdim ama cidden öyledi, valla lan. Ha dinliyorum neden, terapi gibi geliyor, bunları söylememin pek anlamı yok, biliyorum herkes için müziğin böyle etkileri vardır, belki bana etkisinden daha çok etkileri vardır sizlerde...Neyse dinliyorum çünkü, sevdiğim, değer verdiğim şeyleri tek tek hafızama kazıyorum, ihtiyacım olduğunda onları kulağımda çınlatıcam, gözümün önüne getircem...Son bir kaç işlem kaldı, 2 Nisan'da sınav, 12 Nisan birliğe teslim olcam. Gidiyorum dostlar askere.
Beynimi harddisk olarak düşünürsem, D:/Müzik klasöründe Childern Of Bodom, Deftones, In Flames, Megadeth, Nihat Doğan, Pantera, Soulfly olacak sanırım, galiba en çok bunları dinleyeceğim beynimin içinde. D:/Fotoğraflar klasörüne gelince ise; İzmir, Foça, Petkim, Dostlar, Aile, Mağara...
Harddiskte en önemli ve büyük yerin ise kime ait olduğu gayet belli değil mi? Keza kalbimde...